A Vitamini
Vücudun gelişmesi, göz sağlığı, solunum sistemi ve sağlıklı bir cilt icin gereklidir.
Karaciğer, yağsız et, süt, tereyağı, yumurta, yeşil ve sarı sebzelerde bulunur.
B Vitamini
B-1, B-2, B-6 ve B-12 vitaminlerini içine alan gruptur. Iştah, sindirim ve sinir sistemi için gereklidir.
B grubu vitaminler; tahıllar, yağsız et, böbrek, yürek, beyin, karaciğer, yerfıstığı, tavuk, ceviz, yumurta, kepek ekmeği ve yağlı tohumlarda bulunur.
B-1 Vitamini
Buğday, pirinç, mısır, yulaf, darı, çavdar ve bunlarla yapılan besinlerde, kepek ekmeğinde, mantar ve bira mayasında bulunur.
B-2 Vitamini
Süt, peynir, yoğurt ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde vardır
B-12 Vitamini
Karaciğer, et ve yumurtada bulunur.
C Vitamini
Vücudun direncini artırır, mikrobik hastalıklardan korur, dokuların ve diş etlerinin sağlığı için lazımdır. En çok sigara içenlere gereklidir.
Portakal, mandalina, greyfurt, limon, havuç, çilek, kavun, taze kırmızı ve yeşil biber, beyaz ve kırmızı lahana, maydanoz, kuşburnu ve yeşil sebzelerde bulunur.
D Vitamini
Kalsiyum ve fosforun emilerek vücuda faydalı bir hale gelmesi, kemiklerin gelişmesi için lazımdır. Balıkyağı, süt ve tereyağında bulunur.
E Vitamini
Büyüme ve üreme için gereklidir. Buğday, pirinç, mısır, darı, çavdar, marul, soya, yerfıstığı, kabak çekirdeği, badem, susam, ceviz, zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, pamukyağı ve yeşil sebzelere bulunur
K Vitamini
Kanın normal sürede pıhtılaşması için gereklidir. Et, karaciğer, domates, kabak, karnıbahar, ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzelerde vardır
DEMİR EKSİKLİĞİ
Anemi (kansızlık) kan hastalıklarında en sık rastlanılan belirti olup kandaki Hemoglobin (Hb) düzeyinin beklenenden daha düşük çıkmasına denir.Anemi nedenleri arasında %90 ile demir eksikliği anemisi ilk sırayı almaktadır. Dünyada erkeklerin ortalama yüzde 20'si kadınların yüzde 35'i,gebe kadınların %50 si çocukların ise yüzde 40'ı anemiktir.Gelişmiş ülkelerde 0-5 yaş arası çocuklarda kansızlık yüzde 4-20 iken az gelişmiş ülkelerde aynı yaş grubunda kansızlık oranı yüzde 80'lere kadar çıkmakta, ülkemizde ise bu oran %50 civarındadır.Demir eksikliği tüm yaş gruplarında özellikle 6-24 aylar arasında bebek ve çocuklarda aneminin en yaygın nedeni olarak kabul edilmektedir.
SARIMSAK VE LİMON MUCİZESİ
2 Litre limon suyu, 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı
kapanan koyu renkli veya üzeri kağıtla kapatılmış bir kavanoz
lazım. Limonların suyunu iyice sıkıp kavanoza doldurunuz, soyulmuş 40
diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp
kavanozun kapağını kapatıyoruz, 25 gün boyunca normal ılık bir yerde saklanıp
her gün çalkanacak, (sarımsaklar iyice erimiş olacak) 25 gün sonra kavanozu
açıp her sabah aç karnına yarım veya içebiliyorsa bir çay bardağı
içiyoruz kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı olacak,
kavanoza asla su, şeker v.b. karıştırılmayacak ancak çay bardağına
aldığınız kısmını dilersek sulandırarak içebiliyoruz bunu içtikten
sonra en az yarım saat bir şey yiyip içilmeyecek, yarım saat geçtikten sonra
kahvaltı yapılacak mümkünse her sabah aynı saatte içilecek.
%100 KANITLANMIŞ YARARLARI
1-Tüm damar iltihapları (vaskülir) tedavi ediyor, tıkanan damarları
açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu önlüyor
2-Kollestrol ve lipidi düşürüyor zararlı yağların yakılmasını
sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların
yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor bu dönemde diyete dikkat etmek
gerekiyor) şekeri düşürüyor, pankreasın yenilemesini sağlıyor.
3-Böbrek ve safra taşlarını eritiyor idrar söktürüyor vücuttaki
şişkinlik ve tüm dokulardan ödemi kaldırıyor.
4-Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki
parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini yapıyor.
5-Tüm romotizmal iltihabı önleyip, her tür romotizmal ağrıları
dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem düzeylerinin yenilenmesini
sağlıyor her türlü ağrıyı kesiyor.
6-Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerinin yenilenmesini sağlıyor
sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks
hızını artırıyor, felçlere ve VERTİGO'da fayda veriyor.
7-Vücudun bağışıklık sistemini son derece kuvvetlendiriyor ve her
türlü alerjiyi özellikle damarsal kökenli ve strese bağlı cilt
alerjilerini kökünden kesiyor, kansere karış tüm vücudu koruyor.
N O T: İlacı hazırlayanın babasının koroner by-pass ile üç damarı
değişecekken bu ilaç sayesinde %100 tıkalı damarları açılmış ilaç
hazırlandıktan sonra sarımsaklar erir, koku etrafa yayılmaz. Kullanan
üç kişi ile görüştüm hep son derece memnun olduklarını adeta gençlik
iksiri olduğunu söylüyorlar. Bunu ilk defa Rus doktorlar bulmuş ve
uygulamışlar şimdi ABD'de uygulanmaya başlamış, tıp de devrim yaratacağı söyleniyor
ve sarımsak limon karışımından oluşan maddelerin kimyasal yapısı çözülmeye
çalışılıyor.
Dr. Sencer TEPE Hangi vitamin neden ne kadar alınmalı?
Harvard Tıp Fakültesi ve Amerikan Beslenme Bilimi Derneği araştırdı, Newsweek açıkladı. İşte 'Hangi rahatsızlıkta, hangi yaşta, hangi vitamin, ne kadar kullanılmalı?' sorularının yanıtları
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Newsweek dergisi, son sayısının kapağını beslenme şeklinin sağlık üzerindeki etkilerine ayırdı. Harvard Tıp Fakültesi ve Amerikan Beslenme Bilimi Derneği'nin hazırladığı dosyada, vücudu sayısız hastalığa karşı koruyan vitaminlerin hangi besinlerde olduğu, ne dozda alınması gerektiği incelendi. İşte o sonuçlar:
B6 VİTAMİNİ
Neye yarar?: Damarlara zarar veren 'homocysteine' isimli kimyasalın seviyesini düşürür.
Dozu: 31-50 yaş: günde 1,3 mg 51+: Günde 1,5-1,7 mg
Kaynaklar: Baklagiller, et, balık, turunçgiller, muz, karpuz.
B12 VİTAMİNİ
Neye yarar?: Sinir hücrelerini korur. Hafızayı güçlendirir. Dozu: 31+: günde 2,4 mg. Kaynak besinler: Et ve süt gibi hayvansal ürünler, güçlendirilmiş tahıllar.
C VİTAMİNİ
Neye yarar?: Katarakt ile meme ve mide gibi bazı kanser türlerine yakalanma riskini azaltır. Dozu: 31+: 75-90 mg
Kaynak besinler: Turunçgiller, brokoli, dolmalık biber, lahana, çilek.
FOLİK ASİT
Neye yarar?: Hamilelikte alınırsa doğumdan gelen kusurları önler, kolon kanseri ve Alzheimer'a karşı koruyucudur. Dozu: 31+: Günde 400 mcg. Hamilelerde: 600 mcg. Kaynak besinler: Ekmek, makarna ve kahvaltılık gevrekler, baklagiller, ıspanak, brokoli ve portakal suyu.
A VİTAMİNİ
Bulgu ve endişeler: Görme yeteneğini korur, katarakt riskini azaltır. Ancak fazlası kemiklere zarar verebilir. Dozu: 31+: erkeklerde 3000 IU (uluslararası birim), kadınlarda 2333 IU Kaynaklar: Havuç, tatlı patates ve mango.
D VİTAMİNİ
Neye yarar?: Kalsiyumla birlikte alındığında kemik kırılmasına karşı korur. Yüksek dozda alındığında kolon, meme ve yumurtalık kanserini önlemeye yardımcı olur.
Dozu: 31-50 yaş: günde 200 IU 51-70 yaş: 400 IU Kaynak besinler: Süt ve tahıl, balık ve margarin.
E VİTAMİNİ
Neye yarar?: Hücrelere zarar veren molekülleri etkisiz hale getirir. Prostat kanserine ve Alzheimer'a karşı korur. Dozu: 31+: Doğal kaynaklardan 22 IU veya 33 IU sentetik E vitamini.
Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu yemişler, bitkisel yağlar ile tahıllar.
K VİTAMİNİ
Neye yarar?: Kan pıhtılaşması için gereklidir, kemikleri korur. Dozu: 31+: Günde 90-120 mcg (mikro gram).
Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünleri, yumurta, tahıllar ve karaciğer.
KALSİYUM
Bulgu ve endişeler: Kemikler için çok önemlidir. Ancak bazı araştırmalar, çok yüksek dozda alınan kalsiyumla prostat kanseri arasında bağlantı olduğunu gösterdi. Dozu: 31-50 yaş: günde 1000 mg 51+: günde 1200 mg
Kaynak besinler: Süt, peynir, yoğurt, brokoli, lahana ve portakal suyu.
MAGNEZYUM
Neye yarar?: Kalbi korur ve kan basıncını düşürür. Dozu: 31+: Erkeklerde 420 mg, kadınlarda 320 mg.
Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, fıstık, ceviz, tam tahıllardan yapılan spagetti, tahıllar ve baklagiller.
POTASYUM
Neye yarar?: Hipertansiyon riskini azaltır, kemiklerin mineral yoğunluğunu artırır.
Dozu: 31+: günde 4700 mg Kaynak besinler: Kırmızı ve beyaz et, balık, süt, bamya, muz, domates, dolmalık biber ve portakal.
DEMİR
Neye yarar?: Kandaki oksijen akışını sağlar. Vejetaryenlerin ekstra demire ihtiyacı olabilir. Dozu: 31-50 yaş: Erkeklerde günde 8 mg, kadınlarda 18 mg. Kaynak besinler: Et, tahıllar, yumurta, kabak çekirdeği, kepek ve ıspanak.
SELENYUM
Neye yarar?: Bazı kanser türlerinden korur. Özellikle prostat kanseri riski taşıyan erkeklere faydalıdır. Dozu: 31+: Günde 55 mcg Kaynaklar: Deniz ürünleri ve karaciğer.
Sağlık Bakanlığı Daire Başkanı
Kuru meyvelerin mucize yararları
Sağlık açısından kuru meyveler de son derece önemlidir. Antioksidan kuru meyveler, sinir sistemini korur, enerji verir, kan yapımında mucizeler yaratır
Kuru meyveler, yaş meyvenin içerdikleri % 80-95 oranındaki suyun % 10 - 20 oranlarına düşürülmesi ile elde edilirler.
Bu 'kurutma' işlemi sonrası, C vitamini dışında bütün minerallerin korunduğu kuru meyveler, vücudu yüksek antioksidan potansiyelleri ile öncelikle serbest radikallere karşı korurlar. Türk damak tadına en uygun kuru meyveler kayısı, erik ve elmadır. İşte bu 3 kuru meyvenin faydaları:
Kuru kayısı: Besleyici ve potasyum açısından çok zengindir. Sindirim sorunlarına iyi gelir; stresi, kansızlığı önler. İçerdiği A vitamini akne gibi cilt bozukluklarını önler. Büyümeye yardımcıdır, görme fonksiyonlarını güçlendirir, şeker hastalığının gelişimini engeller, bağışıklık sistemini korur. Potasyum başta kalp kasları tüm kasların ve sinirlerin iyi çalışmasını sağlar. Kayısı lifli bir meyvedir. Lifli besinlerin kan şekerinin dengeli yükselmesini sağladıkları, zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısalttıkları için kanserden korunmada faydalı oldukları saptanmıştır.
Kuru erik: Bol miktarda B1, B2, B3, B6, A, C ve E vitamini içerir. Mürdümeriğinin bağırsakları çalıştırıcı etkisi bilinmektedir. İçerdiği zengin potasyum ve magnezyum mineralleri nedeniyle, tansiyon, karaciğer, kalp, böbrek ve romatizma hastaları ile tuzsuz rejim yapanlara önerilir. Güçlü antioksidanları ile kalp hastalıklarına yakalanma ve kriz riskini azaltıcı etkisi bulunmaktadır.
Kuru elma: Besin değeri dışında nefes darlığı ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Lifli olduğu için bağırsakları temizler. Karaciğerinden şikâyet edenler, romatizmalılar ve hatta şeker hastaları bile faydalanabilirler. Elma yatıştırıcı, uyku vericidir ve baş ağrılarına iyi gelir. Kabuğuyla küçük parçalara böldüğünüz elmaları kaynatarak içine isterseniz limon, portakal, tarçın koyarak çay olarak tüketebilirsiz.
PESTİL
Dut pekmezi, süt, bal, ceviz, fındık ve undan oluşan, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral maddelerini önemli ölçüde içeren bir gıda maddesidir. Özellikle A ve B vitaminleri ve demir yönünden zengindir. Pestilin 100 gramında 293 kcal bulunur. Vücut doku ve hücrelerinin yenilenmesinde, su dengesinin korunmasında, hormon, enzim üretiminde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli etkiye sahiptir. Ayrıca iyi bir enerji kaynağıdır.
DUT
Kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vitamini yönünden zengin olan dutun birçok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Beyaz dut ateş düşürücü ve idrar söktürücü (diüretik) etkiye sahiptir. Karaduttan elde edilen şurubun ise ağız ve boğaz hastalıklarında olumlu etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Güzellik diyeti
Güzel görünmek istiyor ama işi sadece pahalı krem ve temizleyicilere bırakıyorsanız, başarılı olma şansınız düşük. Oysa yediklerinizde değişiklik yaparak gergin ve pürüzsüz bir cilde kavuşabilirsiniz. Sabah kalktığınızda kötü göründüğünüzden şikayet ediyor, solgun ve şiş görünüyorsanız şaşırmayın. Yüzünüz, yediklerinizin aynasıdır ve doğru besinleri yemek, aslında sizi güzelleştirebilir. Daha az kırışıklık için Ne yemeli? Deniz somonu, sardalya, uskumru ve ringa balığı Nasıl güzelleştirir? Bu balıkların ortak noktası, iltihaplanmaları
azaltan, sedef hastalığını tedavi eden omega-3 yağ asitlerini içermeleridir. Ayrıca dolaşımı arttırarak, cildinizin sağlıklı bir ışıltıya kavuşmasını sağlarlar. Yapılan bir araştırmada, hayatları boyu daha çok sebze ve balık yemiş yaşlı insanların daha az kırışıklığa sahip oldukları gözlenmiş. Bunun muhtemel sebebi, omega-3'ün, kırmızı et ve işlenmiş gıdalarda bol miktarda bulunan omega-6 yağ asitlerinin iltihaba yol açabilecek zararlı etkilerini ortadan kaldırmasıdır. İltihaplanma, ciltteki kollajene zarar verir ve bu da kırışıklıklara sebep olur.
Pürüzsüz bir cilt için daha fazla renk
Ne yemeli? Kan portakalı, kırmızı ya da yeşil meyve ve sebzeler
Nasıl güzelleştirir? Sebze ve meyvelerdeki turuncu ve kırmızılar genelde, vücutta A vitaminine dönüşüp, yeni hücre oluşumunu sağlayan beta-karotenin göstergesidir (yeşil sebze ve meyvelerde, klorofil beta-karotenin rengini maskeler). Yeni hücre oluşumu, cildin pürüzsüz ve canlı görünmesini sağlar, cildi zararlı maddelere karşı korur. Zaten çoğu cilt ürününde A vitamininden elde edilen retinolün kullanılması bir tesadüf değildir. Beta-karoten aynı zamanda kırışıklıklara sebep olan serbet radikalleri de ortadan kaldırır.
Beslenme planı
Güzel görünmenizi sağlayacak besinleri içeren bir beslenme programı hazırlamak hiç de zor değil. Mesela bu 1650 kalorilik diyeti deneyebilirsiniz.
Kahvaltı
1 fincan tam buğday, güçlendirilmiş kahvaltı gevreği
1 fincan yağsız süt
Yarım fincan taze dilimlenmiş çilek
1 çorbakaşığı kıyılmış ceviz
1 fincan yeşil çay
Öğle yemeği
3 fincan taze ıspanak
140 gr deniz somonu
Yarım fincan kıyılmış ya da çeri domates
1 fincan dilimlenmiş kırmızı dolmalık biber
Bunların hepsini 1 ila 2 çaykaşığı zeytinyağı ve sirke ya da limon suyuyla karıştırın.
Ara
Yarım dilim kavun
230 yağsız meyvalı yoğurt
1 çorbakaşığı ayçekirdeği
Akşam yemeği
140 gr ızgara tavuk
1 fincan brokoli (1 çaykaşığı zeytinyağı ya da kanola yağında sarımsakla sote edilmiş)
1 orta boy fırında pişmiş patates
1 portakal
Tatlı
30 gr bitter çikolata
Sütle parlak gülüşler
Ne yemeli? Yağsız süt, az yağlı yoğurt, az yağlı peynir
Nasıl güzelleştirir? Küçükken aldığınız kalsiyum, çürüklere dayanıklı diş minesi oluşmasını sağlar. Yetişkin olduğunuzda da, mineyi korur, böylece dişler sağlam kalır. Araştırmalar, yeterince kalsiyum alan (günde 1000 mg) kişilerde diş eti rahatsızlıkları görülme riskinin düştüğünü gösteriyor. Çoğu süt ve süt ürününe, emilimi arttırmak için D vitamini de ekleniyor.
Sağlıklı saç ve tırnaklar, temiz bir cilt için demir ve çinko
Ne yemeli? Güçlendirilmiş kahvaltı gevrekleri, yağsız biftek, istridye
Nasıl güzelleştirir?
Bu besinler, ciltteki her enzime katkıda bulunan, kollajen ve yeni hücre üretimini sağlayan çinko açısından zengindir. Ayrıca yaraların iyileşmesine de yardımcı olur. Bazı araştırmalara göre iltihap engelleyici özelliği sayesinde sivilcelere iyi gelir. Hem çinko, hem de demir, saç foliküllerinde hücre ürettiği için saç sağlığı için elzemdir. Aynı şey tırnaklar için de
geçerlidir. Az alınmaları halinde, hücre oluşumu yavaşlar, tırnaklar kolay kırılır hale gelir.
Güneşten korunmanın lezzetli yolu
Ne yemeli? Bitter çikolata, ayçekirdeği, yeşil çay
Nasıl güzelleştirir? Bu besinlerin hepsinin ortak yanı, cildi, güneşe maruz kaldığınızda ona zarar veren serbest radikallere karşı koruyan antioksidanları içermesidir. Ayçekirdeği, yüz bölgesi gibi yağ bezlerinin sık olduğu bölgelerde bulunan E vitamini açısından zengindir. E vitamini serbest radikalleri bloke eder. Bitter çikolata ve yeşil çayda da polifenol adı verilen antioksidanlar bulunur. Yeşil çaydaki polifenoller iltihabı önlerken, kakaoda bulunanlar cildi nemli tutar ve güneş yanığı etkisini azaltır.
Sağlıklı kollajen için C vitamini
Ne yemeli? Çilek, narenciye, kırmızı dolmalık biber, brokoli
Nasıl güzelleştirir? Çilek, narenciye, kırmızı dolmalık biber ve brokoli C vitaminiyle yüklüdür, özellikle de kırmızı dolmalık biber (bir fincanında bir portakaldan daha çok C vitamini vardır.). A vitamini nasıl hücre üretimini arttırıyorsa, C vitamini de cildin sıkı ve gergin olmasını sağlayan kollajeni oluşturan fibroblast hücreleri etkin hale getirir. Ayrıca aşırı ölçüde
az C vitamini çürüme ve morarmalara sebep olur. Günlük önerilen C vitamini miktarı 75 mg'dır (bir fincan çileğe denktir).
zeytinyağının faydaları
Zeytin ve zeytinyağının içinde yağ asitleri bulunur. Bu asitlerin çoğu vücut için zaruri olan tekli doymamış omega-6 (linoleik asit) yağlarıdır. Tekli doymamış yağlar kolesterol içermezler. Bundan dolayı zeytinyağı diğer yağların aksine kandaki kolesterol oranını yükseltmemekte, tam tersine kontrol altında tutmaktadır.
Bu konuda yapılan çalışmalarda, 1 hafta boyunca her gün yaklaşık 2 yemek kaşığı doğal zeytinyağı tüketen insanların kolestrol düzeylerinde son derece olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Antioksidanlar, vücudumuzdaki zararlı maddeleri etkisiz hale getiren ve hücrenin tahrip edilmesini engelleyen son derece önemli maddelerdir. Düzenli zeytinyağı kullanan insanlarda yüksek antioksidan seviyeleri izlenmiştir. Ayrıca zeytinyağının kalp hastalıklarını önlediği pek çok araştırma ile de tasdik edilmiştir.
Yüksek oranda kalp ve damar hastalıkları vakalarına rastlanan ülkelerde çoğunlukla yüksek kolesterol düzeyine sahip doymuş yağlar tüketilmektedir. Bu yanlış beslenme alışkanlığı Akdeniz diyeti yani zeytinyağı tüketimi ile düzeltilebilmektedir . Zeytinyağı kandaki kolesterolü düzenlediği için kalp ve damar hastalarına ilaç olarak tavsiye edilmektedir.
Bunun yanı sıra zeytinyağı omega-6 yağ asidinin omega-3 yağ asidine oranını da düzenlemektedir. Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin vücuda belli bir oranda alınması çok önemlidir. Çünkü bu oranlardaki dengesizlik durumunda hastalıklar ve kanser de dahil olmak üzere, kalp ve bağışıklık sistemi ile ilgili birçok hastalığın ilerlemesi söz konusu olmaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı pek çok insan zeytinyağı ile sağlık bulmaktadır. Amerikan Kalp Birliği, kalp hastalığı riskini azaltmak için yüksek tekli doymamış yağ diyetlerinin, %30 düşük yağlı diyete bir alternatif olabileceğini ortaya çıkarmıştır.
Kanseri önlemedeki rolü:
The Archives of Internal Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışma, yüksek oranda zeytinyağı tüketen kadınların göğüs kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu göstermiştir. New York'ta Buffalo Üniversitesi araştırmacılarını n yürüttüğü ayrı bir çalışmada ise, zeytinyağı gibi bitkisel yağlarda bulunan bir madde olan ß-sitosterol'ün prostat kanser hücrelerinin oluşumunu engellemede yardımcı olabildiğini kanıtlamıştır. Araştırmacılar ß-sitosterol'ün hücrelerin bölünmemesi emrini veren hücre içi haberleşme sistemini güçlendirdiği, böylece hücre büyümesi kontrolsüz hale gelmeden kanserin engellenebileceğ i sonucuna varmışlardır.
Oxford Üniversitesi'ndeki doktorlar tarafından yürütülen son araştırmada da, zeytinyağının bağırsak kanserine karşı koruyucu özelliğe sahip olduğu belirlenmiştir. Doktorlar zeytinyağının bağırsak kanserinin başlamasını engellemek için midedeki asitle tepkimeye girdiğini keşfetmişlerdir. Oxford araştırmacıları aynı zamanda zeytinyağının safra asidi miktarını azaltarak ve DAO (diamin oksidaz adlı enzim) seviyesini yükselterek, anormal hücre artışına ve kansere karşı koruyucu olduğunu keşfetmişlerdir.
Ayrıca araştırmacıların raporlarına göre bol miktarda zeytinyağı ve sebze yiyen insanlarda, eklemlerdeki kronik bir hastalık olan romatizmal arterit (atardamar enfeksiyonu) geçirme riski azalmaktadır.
Kemik gelişimine yardımcı olması:
İçerdiği E, A, D, ve K vitaminleri, çocukların ve erişkinlerin kemik gelişimine yardımcı olması, kalsiyum kaybını engelleyerek kemikleri güçlendirmesi bakımından zeytin oldukça önemlidir. Zeytin, yaşlılara da özellikle tavsiye edilmektedir; çünkü sindirimi kolaydır ve minerallerle vitaminlerin vücutta kullanılmasına yardımcı olur. Ayrıca minerallerin kemiklerde çökmesini sağlayarak kalsiyum kaybını da engeller. Kemikler organizmanın mineral yapılarının deposunu oluşturur ve kemiklerde mineral birikimi olmadığı takdirde kemik erimesi gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan zeytinin iskelet sistemimiz üzerinde çok olumlu katkısı vardır.
Yaşlanmayı önlemesi:
Zeytinyağının içerdiği vitaminler, hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için, yaşlılık tedavisinde de kullanılır, cildi besler ve korurlar. Besinlerle beraber bedenimize serbest radikal denilen bazı maddeleri de alırız. Zeytinyağı, başta E vitamini olmak üzere, içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle bu zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önler, hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.
Tansiyon düşürücü:
Archives of Internal Medicine dergisinin 27 Mart 2000 tarihli sayısında yayınlanan bir çalışma, zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisini bir kez daha vurgulamaktadı r. Ayrıca zeytin ağacının yaprağı ile tansiyon düşürücü ilaçlar yapılmaktadır.
İç organlara faydaları:
Zeytinyağı mide asidini azaltarak mideyi gastrit ve ülser gibi hastalıklara karşı korur. Bunun yanı sıra safra salgısını harekete geçirerek, sindirimin en mükemmel hale gelmesini sağlar. Safra kesesinin boşalma işlemini düzenler ve safra taşı riskini azaltır. Ayrıca içindeki klor sayesinde de böbreğin çalışmasına yardımcı olur ve böylece vücudun atıklardan arınmasını kolaylaştırır. Bunların yanı sıra beyin damarlarının sağlığına da olumlu etkisi vardır.
Yüzyıllar Öncesinde Bildirilen Gerçek.
Görüldüğü gibi bugün birçok bilim adamı zeytinyağını esas alan beslenme modelinin en ideal model olduğunu düşünmektedir. Bu özelliklerinden dolayı günlük beslenme programında her öğünde bulunması gereken en temel besinler zeytin ve zeytinyağı olarak belirtilmektedir. Allah'ın pek çok ayette dikkat çektiği zeytin bitkisinin faydaları, ancak tıp biliminin gelişmesiyle keşfedilmiştir.
Besin Uzmanlarının ve Tıp Dünyasının Mucize Besini Keşfi.
Zeytinyağı, tüm bu özellikleri dolayısıyla son yıllarda uzmanların oldukça dikkatini çekmektedir. Uzmanların yorumlarından bir kısmı şöyledir:
Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Epidemiyoloji Bölümü Başkanı Dr. Dimitrios Trichopoulos: Amerikalı kadınlar doymuş yağların yerine daha fazla zeytinyağı tüketmiş olsalardı göğüs kanseri riskinde %50 kadar azalma gerçekleşebilirdi. Zeytinyağı bazı habis tümör türlerine karşı koruyucu bir etkiye sahiptir: Prostat, göğüs, kolon, pullu hücre ve yemek borusu tümörleri.
Sağlık ve beslenme konusunda önde gelen otoritelerden biri, CNN'in ödüllü muhabiri, The Food Pharmacy (Besin Eczacılığı) ve Food-Your Miracle Medicine (Besin- Mucize İlacınız) adlı kitapların yazarı ve uluslararası bir köşe yazarı olan Jean Carper: İtalyanlar tarafından yapılan yeni bir araştırma zeytinyağının, LDL kolesterolünün atardamarları tıkama özelliği de dahil olmak üzere bazı hastalık süreçleriyle savaşan .antioksidanlar içerdiğini bulmuştur.
Diyetisyen ve beslenme uzmanı, The Pyramid Cookbook: Pleasures of the Food Guide Pyramid (Piramit Yemek Kitabı: Besin Rehberi Piramidinin Lezzetleri) adlı kitabın yazarı olan Pat Baird: Zeytinyağının çok yönlülüğü. Uzun zamandır var olan zeytin ve onun beden sağlığına olan faydası hakkında daha öğreneceğimiz çok şey var.
Miami Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden D. Peck: Zeytinyağının bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya çıkarılmıştır.
Milano Eczacılık Fakültesi'nden Bruno Berra: . natürel sızma zeytinyağının küçük polar bileşenleri LDL'nin oksidasyona olan direncini belirgin şekilde artırır.
II. Federico Üniversitesi Dahiliye ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden A. A. Rivellese ve G. Riccardi, M. Mancini: Zeytinyağı insülin direncini engeller ve kandaki glikozun daha iyi kontrolünü sağlar.
Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu'ndan Frank Sacks: Zeytinyağı açısından zengin bir diyet aşırı şişmanlığı kontrol altına almada ve tedavi etmede düşük yağlı bir diyetten daha etkilidir. Ayrıca daha uzun süreli kilo kaybına neden olur ve kiloyu korumak daha kolaydır çünkü güzel bir tadı vardır.
Çocukların gelişimine katkısı:
Zeytin ve zeytinyağı, içlerinde bulunan linoleik asitten (omega-6 yağ asidi) ötürü yeni doğmuş bebekler ve gelişim çağındaki çocuklar için son derece faydalı besinlerdir. Linoleik asidin eksikliği, gelişimin yavaşlamasına ve hatta birtakım deri rahatsızlıkları nın ortaya çıkmasına neden olur.
Zeytinyağı vücudumuzdaki zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önleyen antioksidan elementleri ve insan için büyük önem taşıyan yağ asitleri içerir. Bunlar da hormonlara destek olur ve hücre zarının oluşumuna yardımcı olurlar.
Zeytinyağı, insan sütündeki yağ asidi oranına benzer, dengeli bir çoklu doymamış bileşime sahiptir. İnsan vücudu tarafından elde edilemeyen, aynı zamanda vücut için vazgeçilmez önemi olan bu temel yağ asitleri açısından, zeytinyağı yeterli bir kaynaktır. Bu faktörler zeytinyağını, yeni doğmuş bebekler için oldukça faydalı kılmaktadır.
Doğum öncesi ve sonrasında bebek beyninin ve sinir sisteminin doğal gelişimine katkıda bulunmasından dolayı uzmanlarca, annelere önerilen tek yağ, yine zeytinyağıdır. Anne sütüne yakın miktarda linoleik asit içermekle beraber yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında anne sütü kadar doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.